Ses Terapisi

Sesin perde, şiddet ya da kalitesi gibi özelliklerinden biri ya da bir kaçı konuşanın ne söylediğinden daha fazla dikkat çekici ise ses bozukluğu olduğu düşünülür. Ses bozukluğu olan kişilerde en sık görülen yakınmalar; konuşma sırasında boğazda ağrı, acı ya da gerginlik hissi, boğazda takılma hissi, düzelmeyen ya da sık sık yaşanılan ses kısıklığı, sesin tamamen gitmesi, konuşma sırasında zorlanma, nefes nefese kalma, uzun süre konuşmayı sürdürememe, sesin normaldekinden daha tiz (ince) ya da pes (kalın) çıkması, seste çatlanma/pürüzlülük, yüksek sesle konuşma/şarkı söylemekte zorlanma, sesin gün içinde ya da hafta sonuna doğru kötüleşmesi gibi durumlardır.

Ses Bozukluklarının Sebebi Nedir?

Pek çok nedenden kaynaklanabilir. Nodül, polip, kist, granülom, reinke ödemi gibi durumlar; kişinin sesini kötü ve yanlış kullanmasından, ses hijyenine dikkat etmemesinden kaynaklanır. Ses teli felci (paralizi/parazi) ise; geçirilen ameliyatlar, üst solunum yolu enfeksiyonu gibi durumlar sonrasında oluşur. Aşırı sigara ve alkol kullanımı gibi durumların neden olduğu gırtlak kanseri, bir takım virüslerin neden olduğu (papillom) ya da bazı nörolojik bozukluklara bağlı olarak gelişebilen ses bozuklukları (spazmodik disfoni) olabilir.

Ses Tellerimde Bir Sorun Olduğunu Nasıl Anlarım?

Ses tellerinde oluşan bir sorunu ancak uzman bir hekim teşhis edebilir. Ses kısıklığınız 2 haftadan uzun sürmüşse, aşağıdaki problemleri çok sık yaşıyorsanız ve ses kısıklığınız etrafınızdaki insanlar tarafından fark edilir hale gelmişse bir KBB uzmanına görünmeniz gerekir.

  • Ses kısıklığı, konuşurken seste çatallanmalar, pürüzlülük
  • Konuşurken nefes nefese kalma, istenen sürede konuşamama
  • Boğazda ağrı, acı ya da gerginlik hissi
  • Yüksek sesle konuşma/şarkı söyleme güçlüğü
  • Sesin gün içinde ya da hafta sonuna doğru kötüleşmesi
  • Sürekli geniz akıntısı
  • Boğazda bir şey varmış ya da boğaza bir şey takılmış hissi
  • Sabahları ağızda acı bir tat, mide yanması, ağza acı su gelmesi
  • Nefes borusuna tükürük ya da yiyecek/içecek kaçması

Ses Bozukluklarının Teşhis ve Tedavisi İçin Ne Yapılmalıdır?

Eğer kişi konuşurken bir rahatsızlık hissediyorsa ve bu durum on beş günden fazla sürmüşse öncelikle bir K.B.B. uzmanına görünmelidir. Bazen basit bir soğuk algınlığıyla başlayan boğaz ağrısı farklı sorunların habercisi olabilir.

Ses Teli Muayenesi Nasıl Olur?

Ses bozukluklarının değerlendirilmesi bir kulak burun boğaz uzmanı tarafından yapılır. Ses tellerini görüntülemede en çok kullanılan yöntem Videolarengostroboskopi (VLS) yöntemidir. Bu yöntemde ses tellerinin yapısı ve hareketi özel bir cihaz ile görüntülenir. Ancak her klinikte bu cihaz bulunmayabilir. Bu cihazla yapılan görüntülemede hastaya muayene sırasında ve sonrasında ses tellerinin hareketini ve problemin yerini gösterebilmek mümkündür.

Ses Terapisi

Ses terapisinde öncelikle kişiye ses tellerini nasıl koruyacağı öğretilmeye çalışılır. Ses terapisinin ilk basamağında ses hijyeninin kişiye öğretilmesi ve öğrendiklerinin günlük yaşantısına adapte edilmesi hedeflenir. İkinci olarak sese zarar veren davranışlar ve sesi korumayı öğrenme becerileri geliştirilir. Üçüncü olarak nefesini doğru kullanma, yanlış konuşma alışkanlıklarının düzeltilmesi ve ses egzersizleri ile ses tellerinin doğru şekilde çalıştırılarak var olan ses şikayetlerinin giderilmesi amaçlanır. Çoğu zaman hastalar ses tellerine ne şekilde zarar verdiklerinin farkında değillerdir. Bazen de farkında oldukları halde bu davranışları değiştirmeyi başaramayabilirler. Dil ve konuşma bozuklukları uzmanı, kişiye sesine zarar veren davranışları değiştirme konusunda yardım eder. Kişinin hangi davranışlarının değiştirilmesi gerektiği tespit edilerek bu davranışlar üzerinde sistematik olarak çalışılır. Terapide öğrendiklerini günlük hayatına adapte edebilen ve bunları yaşam tarzı olarak benimseyen tüm hastalarda ses terapisi kesin olarak etkili olur. Ancak öğrendiklerini kısmi olarak uygulayan ya da isteğine göre, aklına geldikçe uygulamaya çalışan hastalarda ses bozukluğu tam olarak düzelemez. Unutulmaması gereken şey, pek çok ses bozukluğu kişinin yaptığı hatalı davranışlar sonucu oluşur. Bu durum kendi kendine oluşmadığı gibi kendiliğinden de iyileşmeyecektir. Hasta bu durumu oluşturan davranışlarından vazgeçmediği sürece hayatı boyunca dönem dönem ses problemi yaşamaya devam edecektir. Ses kullanımını azaltmak, yüksek sesle konuşmamak, gürültülü ortamlarda konuşmamak, konuşurken ağızdan nefes almamak, solunum desteğini arttırmayı öğrenmek, ses bozukluklarını önlemeye yönelik kalıcı yöntemlerdir.

Çocuklarda Görülen Ses Bozuklukları

Çocuklarda görülen ses bozuklukları; çok sık veya uzun süren ağlamalar, çok yüksek sesle konuşma, sert konuşma alışkanlıkları, bağırarak istek bildirme davranışları, reflü gibi nedenlerle oluşan ses kısıklıklarıdır. Çocuklarda en sık görülen ses teli (ses kıvrımı) lezyonları; nodül denilen ses tellerinden birinde ya da her ikisinde oluşan nasırlaşmalar veya polipdenilen içi sıvı ya da kan dolu kesecikleridir.

Çocuklarda Görülen Ses Bozukluklarının Teşhis ve Tedavisi İçin Ne Yapılmalıdır?

Çocuğun ses kısıklığı 15 günden uzun sürmüşse veya çok sık aralıklarla ses kısıklığı yaşıyorsa öncelikle bir kulak burun boğaz doktoru tarafından muayene edilmelidir. Muayene sonucuna göre doktor, uygun olan ilaç tedavilerinin yanı sıra ses terapisi önerebilir. Dört yaşından küçük çocuklarda görülen ses bozukluklarında, genellikle çocuğun ses kısıklığının sebebi sık sık ağlama ya da bağırarak isteklerini yaptırma gibi olumsuz davranış temellidir ve böyle bir durum söz konusu ise davranış terapisi için bir psikoloğa gidilmesinde fayda vardır. Dört yaşından büyük çocuklarda ise bir konuşma terapisti ile ses terapisine başlanabilir. Terapide çocuğa, kendi sesi ve konuşma davranışlarıyla ilgili farkındalık kazandırılmaya çalışılır. Çocuğun olumsuz davranışlarını fark edip düzeltmesi için hazırlanmış olan oyun ve hikayelerden oluşan bir terapi yöntemi uygulanır.

Mutasyonel Falsetto (Puberphonia) Nedir? Kaç Yaşındaki Çocuklarda Görülür?

Sesimiz de bizimle birlikte büyür ve değişir. Ergenlik döneminde hızlı bir büyüme sürecine girilir. Özellikle erkek çocuklarda boy uzaması çok hızlı olur. Aynı zamanda ses telleri uzar ve daha kalın ses çıkarabilecek özelliğe kavuşur. Bazı erkek çocukları bu hızlı büyümeye ve fiziksel değişikliklere hızlıca adapte olamayabilir. Sesinin aniden kalınlaşması karşısında, duyduğu sesten rahatsız olup eski çocuksu sesini yakalamaya çalışabilir. Bu şekilde ses tellerini doğal çalışma prensibine aykırı kullanmaya çalıştığından perde kırılmaları olur. Konuşurken pek çok ses geçişi duyulur. Zaman zaman kalınlaşıp incelen, ne çocuk sesi, ne kız sesi ne de tam bir erkek sesine benzeyen rahatsız edici bir ses duyulur. Bu durum “püberfoni” ya da “mutasyonel falsetto” olarak adlandırılır. Erkek çocukların ergenlik dönemine geçiş yaptıkları 11-16 yaş arasında görülür.

“Mutasyonel Falsetto” (Püberfoni) Kalıcı Olabilir mi?

Ergenlik döneminde erkek çocuklarında görülen “mutasyonel falsetto (püberfoni)” olarak tanılanan ses bozukluğu bazı durumlarda kalıcı hale gelebilir. Ergenlik dönemindeki ses geçişleri çoğu zaman birkaç günde/haftada kendiliğinden düzelir. Ancak bir aydan uzun süre sesin oturmaması ve doğal olmayan bir ses ile konuşma durumu söz konusu ise mutlaka öncelikle bir kulak burun boğaz doktoru tarafından ses tellerinin muayene edilmesi gerekir. Muayene sonucunda “mutasyonel falsetto (püberfoni)” tanısı konulması durumunda konuşma terapistine yönlendirilir. Bu ses bozukluğu doğru zamanda düzeltilmediğinde, çocuğun okul başarısını, psikolojisini bozduğu, yetişkinlik döneminde askerlik, kariyer planı, psiko-sosyal yaşamını olumsuz yönde etkilediği için en kısa sürede bu ses bozukluğunun düzeltilmesi için bir konuşma terapistinden yardım alınmalıdır.

“Mutasyonel Falsetto” (Püberfoni) Terapisinde Ne Yapılır ve Terapi Ne Kadar Sürer?

Konuşma terapisinde kişiye gırtlak kaslarını ne şekilde kullanacağı ve kendi doğal sesinin ne olması gerektiği öğretilir. Bu sorunun herhangi bir ilaç tedavisi yoktur. Genellikte bir seansta bu sorun düzeltilebilir. En fazla üç seansta sesin düzelmiş olması gerekir. Üçüncü seansın sonunda istendiği gibi ses çıkartılamaması durumunda hormonel bozukluklar ya da psikolojik sorunlar açısından inceleme yapılması önerilir.